4 Nisan 2014 Cuma

GAZİANTEP MART 2014

Yine, yeniden Pegasus'tan alınmış indirimli uçak bileti ile yapılan seyahat ile buradayım.
Uzun süren kararsızlık, mevsim, ucuz bilet karmaşasından sonra Mart ayı içerisinde 4 kız arkadaş Gaziantep'e gidebildik. Gezimiz tamamen yeme içme odaklı idi. Gitmeden yapılan araştırmalarda yemek için önerilen hemen hemen aynı yerlerdi. Biz hem risk almak istemediğimizden yeni mekan arayışına girmedik hem de Antep'e kadar gidip te bu mekanlarda yemeden dönmek olmaz diye düşündük. Saat 10.30 gibi Antep Havaalanından taksiye binerek bizi Katmerci Zekeriya Usta'ya bırakmasını istedik ve yarım saat sonra dükkanın içerisinde katmer yapılışını izliyor ve kaydediyorduk. Tavsiye üzerine 4 kişiye 1 adet katmer söyledik aslında 1 tane daha yiyebilirdik ama tadında bıraktık. Kaymak ve fıstık dolu ama (nasıl oluyorsa) hafif bir tat.
Gezi noktalarımızdan Gaziantep Kalesi tadilat nedeniyle kapalı idi. Biz de Bakırcılar Çarşısını, Zincirli Bedesteni gezdik. Akşama bıraktığımız Almacılar Çarşısına yetişemedik.
Saat 14.00'e kadar gitmenin zorunlu olduğunu okuduğumuz için öğlen yemeği için Halil Usta'ya geçtik. Halil Usta'nın salatası bile meşhur. En meşhuru ise tabiki küşleme. Neden bu kadar özel olduğunun yanıtı ise 1 kuzudan sadece 1 porsiyon küşleme çıkıyor oluşu. Biz sipariş vermeden doğrudan masamıza yememiz gereken şeyler ve bakraçta ayranlarımız geldi. Tadlarını anlatmaya gerek görmüyorum.
Halil Usta'dan sonra az ileride 2011 yılında açılmış ve Dünya'nın en büyük müzaik müzesi olma özelliğini taşımakta olan Zeugma Müzesine geçtik. Müze iki farklı binadan oluşuyor. İçerisinde eğer uzun uzun inceleyip kulaklık ile açıklamaları dinleyerek gezerseniz uzun zaman harcayabilirsiniz. Biz vaktimiz kısıtlı olduğundan hızlı bir tur attık. Öncelikle girişte bulunan salonda Zeugma tarihini anlatan 3 boyutlu filmi seyrettik. Birecik Barajı sebebiyle antik kentin bir bölümü sular altında kalmış çıkarılan mozikler ise sergilenmek ve korunmak amacıyla müzeye getirilmiş. Eserlerin çoğunun açıklamasında bir bölümünün kaçakçıların elinden kurtarılamadığı yazıyor. Maalesef tarihimizi ve eserlerimizi koruyamadığımız her yerde karşımıza çıkıyor.
Zeugma'da sergilenen önemli eserlerden biri "Mars Heykeli", diğeri ise Dünyaca ünlü "Çingene Kızı" mozaiği. Ayrı bir oda da sergilenen çingene kızına okları takip ederek ulaşabilirsiniz. Çıkışta bulunan hediyelik eşya dükkanından çingene kızı magnetimizi aldıktan sonra tekrar merkeze döndük.
Bu sefer hedefimiz Bey Mahallesi. Dar sokakları, geniş avlulu tarihi evleri, kafeleri ile Antep'in en beğendiğim yeri oldu burası.
Aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün nüfusa kayıtlı olduğu yer olan Bey Mahallesi'nde Atatürk'ün Gaziantep'e geldiği zaman yattığı yatağın, kullandığı eşyaların sergilendiği müze olarak düzenlenen evi gezdik. Kafelerinde oturup birşeyler içmek istesek de zamanın kısıtlı olması sebebiyle yapamadık.
Buradan Atatürk'ün Gaziantep halkına seslendiği balkon'un hemen arkadasında bulunan Kendirli Gazi Kültür Merkezi'ne geçtik. Eskiden kilise olan şu anda Kültür Merkezi olarak kullanılan mekanda Gaziantep'in kurtuluşunu anlatan çok güzel bir gösteri sergileniyor ve gösterinin sonunda Atatürk'ün robotu çıkarak konuşma yapıyor. Etkilenmemek elde değil, gerçekten çok beğendiğimiz bir programdı.
Gaziantep'e gelip Koçak Baklava'ya uğramadan olmaz dediler. Her ne kadar orada yiyemesek bile İstanbul'a götürmek üzere paketlerimizi hazırlattık. Oradan Zincirli Bedesten'e döndük ve lokum, baharat, fıstık alışverişimizi tamamladık ve nihayet sıra akşam yemeğine geldi.
Akşam yemeği için Gar Lokantası'da önerildi. Ancak biz İmam Çağdaş'a uğramadı dedirtmemek için tercihimizi bu yönde kullandık. Ortaya birkaç salata, sonrasında lahmacun, patlıcanlı kebap, Ali Nazik, bakır kaseden kaşıkla içilen ayran, baklava ile sınırlarımızı zorladığımız bir akşam yemeği oldu. Tatlı için 1 kare 1 havuç dilimi istediğimizi belirttiğimiz halde garson ısrarla ikisi de aynı dese de vazgeçmedik.
Artık havaalanına dönmek için az bir vaktimiz kalmıştı ki Tahmis Kahvesi'ne geçtik. Sade Türk Kahvesi eşliğinde nargile ile keyif yaptıktan sonra (maalesef o kadar yemek üzerine menengiç kahvesi içemedik) Gaziantep'e veda ederek havaalanına doğru yola çıktık.
Dipnotlar: Gezi süresinde hiçbir yemeği kişi başı istemedik. Ortaya karışık kebapları 4 kişi paylaşarak yemek en mantıklısı. Gitmeden önce çizdiğimiz rotaya çoğunlukla uysak da rota gidince duruma göre değişebiliyor. Şehre ilk vardığınızda aslında mekanların birbirine çok uzak olmadığını Bakırcılar Çarşısı, Zincirli Bedesten, Almacılar Çarşısının yanyana veya karşılıklı olduğunu bunların az ilerisinde Tahmis Kahvesinin üst girişinde ise İmam Çağdaş'ın olduğunu göreceksiniz. Sadece Zeugma ve Kebapçı Halil Usta'ya giderken araç kullanmak gerekiyor. Bindiğiniz taksilerin hepsi havaalanına dönerken çağırmanız üzere kartvizit veriyor. Bir de aslında her yere yürünebildiği halde Antep'lilere göre çok uzak mesafeler olmalı ki ne zaman adres sorsak "ooo ne yaptınız, çok uzak, oraya yürüyerek gidemezsiniz" deselerde her seferinde yürüyerek istediğimiz yere ulaştık.